Yolculuga oduller...
14 Kasım 2010 (Gün 125) 14.8308S,44.2928E
Sırası gelmişken bütün sponsorlarımızın, bağışseverlerimizin ve adımıza kaygılanıp çaba gösteren tüm dostlarımızın bayramlarını kutlamak istiyorum.
6 Kasım akşamı, babam benim adıma Zirve Dağcılık Kulübü'nün Ankara'da yapılan 10. Kuruluş yıldönümü toplantısına kardeşimle birlikte katıldı. Bu toplantıda, Türkiye'de son on yılda konularında başarılı olmuş toplam 10 kişi ve kuruluşa "Dağcılığın Zirve Ödülleri" dağıtıldı. Jürinin farklı branşlarda yaptığı değerlendirmelerde ödüle layık gördükleri arasında ORDOS Everest Takımı, Tunç Fındık, AKUT, Giyasettin Demirhan, Aykut Türem, Mustafa Yeşildal, Doğan Palut, Haldun Aydıngün gibi isimler vardı. ORDOS yakın zamanda, Everest'in zirvesine ilk defa, hem de iki Türk kadın dağcımızı birden ulaştırarak dağcılık tarihimizde önemli bir sayfa açmıştı. Azimle sürdürülen Kas Gücüyle Devrialem projemizin gençlere örnek olduğu düşünülerek, bu ödüllerden biri de benim adıma babama takdim edildi.
Dünya çapında ağırlığı olan Explorers Club ve bunun Seattle'ı içeren Pacific Northwest branşı, aynı projeyi ve hedeflerini ödüle layık gördü ve bu akşam yer alan sonbahar toplantılarında Vancouver Award ile ödüllendirdi. Eşim Nancy Board'a takdim edilen bu ödül, benim de üyesi olduğum Pacific Northwest Chapter tarafından verilen tek ve en önemli ödüldür.
Hint Okyanusu geçişine gelince, üç gün önce güneye doğru ilerleyebildim, dünden itibaren Comoro Basin üzerindeki ters akıntının etkisinden tamamen kurtuldum ve umduğum gibi batıya yönelebildim. Aslında Cap St Andre burnunun 90 denizmili kadar kuzeyindeyken akıntıdan sıyrılabilmiş olmam moralimi düzeltti. Artık Madagaskar'da karaya çıkma beklentim yok.
Karaya bu kadar yakın geçince rüzgarım bundan etkileniyor. Geceleri kuzey-kuzeybatıdan karaya doğru yel esiyor, gündüzleriyse doğu-güneydoğu yönünden rüzgar alıyorum. Sabah saat 8-9 olunca ortalık odun dumanı kokuyor. Herhalde köylerde kahvaltı hazırlıkları sırasında yakılan ateşlerden geliyor bu duman; orman yangını olsa ufku karartır, ki öyle bir görüntü yok.
Kürek mesaisi kolaylaştı. Teknemin doğru yönde ilerlediğini görmek huzur verici. Moheli adasından beridir sırf akıntıyı yenmek için geceleri uyumadım batıya kürek çektim, akıntının kalan güney bileşeniyle ancak ilerleme kaydettim. Önümüzdeki hafta zarfında tempomun yeniden artması beklenir.
Kıyıya paralel giden Mozambique Akıntısı yaklaştıkça beni güneye taşıyacaktır. O nedenle Nacala ya da Isla de Mozambique varışlarına artık ihtimal vermiyorum. Hala bir ümit, Angoche kasabasında karaya çıkabilirim diye umuyorum. Böylece devrialem yolculuğuma Zambezi nehrinin kuzeyinde bir noktadan devam edebilirim. Yoksa 370 denizmili kadar güneybatıdaki Beira'ya devam etmem gerekir. Tekneyi lojistik meseleler için daha sonra zaten Beira ya da Nacala'ya götürmek gerekecek. Benim bildiğim Mozambik'te Zambezi nehri üzerinde köprü yok, küçük araba vapurları kullanıyorlar. Beira'ya kadar inersem, daha sonra bir tekne ya da kano bulamamam halinde nehri yüzerek geçmem gerekebilir.
Erden.
.
.
|