Apollo 13 benzetmesi
31 Ağustos 2010 (Gün 50) 17.6588S,84.1258E
İki gündür yine kabine kısıldım, güneydoğudan 25-30 knot esen rüzgar ve güney-güneybatımdan gelen ölü dalgaların yatışmasını bekliyorum. Hava tahminlerinde akşama kadar rüzgarın 20 knot şiddetine düşmesi bekleniyor, bununla birlikte deniz epey yatışacaktır. Bundan sonra deniz izin verdiği sürece az uyuyup uzun saatler kürek başında kalacağım. Kendi kendime hep hatırlatmam gereken, rotamı tutturabilmem için savaşmak zamanının, çok geç hareketlenip kendimi zor durumda bulduğumda değil, bugünden itibaren elime geçen her fırsatta olduğu.
Ben bu şiddetli rüzgarlardan hoşnut olmasam bile, bunlar rüzgar jeneratörüme yarıyor... Pasifik'te yağmur ve kasvet içinde geçirdiğim ayların sonrasında sadece güneş panellerine güvenmemek üzere yemin etmiştim. Haziran ayında Fremantle'dayken LeisureCat yardımıyla piyasada bulabildiğim en küçük jeneratörü tekneme taktık. Bunun bir amper akım üretebilmesi için 15-20 knot esmesi gerekiyor, rüzgarla birlikte üretilen akım da artıyor. Artık akülerim hep dolu ve içmek, yemek hazırlamak, çamaşır durulamak ya da kendim yıkanmak için istediğim zaman 12-20 litre su yapabiliyorum.
Kırık küreklere gelince, olay Apollo 13 projesindeki gibi dışardan gelen öneriler ve teknedeki çabalarımla bir çözüme varabilir. Dostlar kaygılanıp kürekleri nasıl tamir edebilirim diye kafa yorarken, ben küreklerin ölçüsünü alıp kırılan küreklerimin sponsoru olan Concept2 şirketine yolladım. Onlar bana lazım olan özel kürekleri derhal yapabilecektir. Houston benzetmesi bu.
Bense yedek kürek projesine devam edebilmek için yine deniz biraz yatışsın diye fırsat kolluyorum. Bu da astronot benzetmesi. Tamiri becerebilirsem eğer, hepimiz rahat bir nefes alacağız ve ben kürek çekerken daha az tedirginlik duyacağım.
Umarım tek kürekle tersine dümen kırarak mücadele etmek, ya da denizde kürek ikmali düzenlemek zorunda kalmam!
Erden.
.
.
|